Kalp dostu beslenme belirli bir yaştan sonra değil doğduğumuz andan itibaren başlıyor. İlk kalp kontrolünün 16 yaşında yaptırılması gerekmektedir. Tencere yemeği ve mucizevi Akdeniz mutfağını seven kalbimize dost ve düşman beslenme tiplerini, kalbimizi korumanın yollarını sizler için açıklıyoruz.
Soru: Kalbimizin sevdiği yiyecekler?
YANIT: Kalbimizin sevdiği, onu tek başına koruyan bir yiyecek yoktur. Ne lahananın, ne turpun, ne brokolinin peşine takılmayın. Aslında bir besinler orkestrası vardır. O da Akdeniz mutfağını oluşturan besinlerdir. Kalbinizi seven ve koruyan mucizevi bir mutfaktır. Bugüne kadar kalbimiz için kanıtlanmış tek beslenme tipidir. Akdeniz ülkelerindeki insanların ortak yemek kültürü uzun yaşamın da sırrıdır. Bunlar baklagiller, topraktan çıkan her türlü doğal yeşillik, zeytin ve onun mucizevi ürünü sızma zeytinyağıdır. Meyveler ve ceviz, badem de unutulmamalıdır. Balık ve yoğurt kalp dostudur. Balık, mevsimin balığı olursa daha da iyi olur.
Evde pişen yiyecekleri sever kalbimiz. Tencere yemeği yani. Ya da bir restoranda taze ve doğal malzeme ile yeni pişmiş bir yemeği tercih etmeliyiz. Meyveler de Akdeniz mutfağının ayrılmaz bir parçası. Ancak mevsiminde yenen meyvelerden bahsediyoruz. Elma, portakal, mandalina, üzüm, kivi, limon, şeftali gibi meyveler çok değerli besin kaynaklarıdır.
Yemeklerimizden, soframızdan zeytinyağını eksik etmemeliyiz. Bir Akdeniz ülkesi olarak zeytinyağı gibi kalbin dostu bir mucizevi besinimiz varken neden zararlı yağları tüketelim ki.
Akdeniz mutfağındaki yiyecekler neden kalp dostudur? Çünkü bu besinler göbeğimizi patlatmıyor, tansiyonumuzu fırlatmıyor, şekerimizi çıkarmıyor, kolesterolümüzü yükseltmiyor. Damarlarımızı, kalbimizi, beynimizi ve diğer organlarımızı koruyor. İçinde ne olduğunu bildiğin yiyecekleri tüketmek kalp sağlığının temel kuralıdır. Göbek patlatan değil damak çatlatan lezzetleri tercih etmeliyiz.
Zeytinyağlı pırasa, kereviz, barbunya pilaki, kuru fasulye, taze fasulye… Her sebzeye, her yemeğe yakışır zeytinyağı. Sabah kahvaltıda ekmek banmak da ayrı bir lezzettir.
Türk sofralarının vazgeçilmezleri olan baharatlar da hem yemeğe kattıkları lezzet hem de sağlıklı olmaları bakımından tüketilmelidir. Kekik, nane, pul biber, taze çekilmiş karabiber başlıcalarıdır.
POŞETLİ GIDALARA DİKKAT
Soru: Kalbimizin sevmediği yiyecekler?
YANIT: Kalbimiz poşetten çıkan hazır gıdaları, aşırı soslu, kremalı yiyecekler, sakatat, sucuk, sosis, salam, patates kızartması ve brunch’ı, katı yağlarla pişen yiyecekleri, katı yağları, margarinleri ve kızartmaları sevmiyor. Hazır ve dondurulmuş gıdalar da kalbimizin sevmediği yiyecekler arasında sayılabilir. Her öğün, hak edildiği gibi tüketilmeli. Örneğin brunch tutumlu aşçının bayramıdır, kalbimizin değil.
Kalbimiz zeytinyağı dışındaki bitkisel yağ ve margarinleri sevmiyor. Rafine edilmiş bitkisel sıvı yağlarda ve margarinlerde belirli oranlarda bulunan trans yağlar kalp, beyin, böbrek ve bacak damarlarında tıkanıklığa, kalp krizi ve felce neden olan hastalıkların kaynağı kötü kolesterolün yükselmesine yol açmaktadır. Bu yağlar daha çok fast food gıdalarında, pizza gibi dondorulmuş ürünlerde, patetes cipsi gibi kızartılmış yiyeceklerde, kremalar, soslar, pastalar, şekerlemeler, patlamış mısır, bisküvi ve gofret gibi hazır ürünlerde bulunuyor. Konuyla ilgili Amerika’daki son bilimsel verilerde trans yağ kullanımına bağlı olarak her yıl 5 bin kişi kalpten yaşamını yitirirken, 15 bin kişi de kalp damar hastalığına yakalanıyor.
Kalp dostu beslenme, yaşla ilgili değildir. Doğduğumuz andan itibaren bu beslenme yöntemini seçmek ileri yaşlarda kalp ve damar hastalıklarından koruyucu olacaktır. Hastalığa yakalandıkdan sonra sağlıklı beslenmek değil, hastalığa yakalanmamak için sağlıklı beslenmek hedefimiz olmalıdır.
MERDİVEN KALP DOSTU
Soru: Kalp hastası olmamak için öneriler…
YANIT: Günümüzün çoğu evde ya da işyerinde hareketsiz geçiyor. Bazen bütün gün oturuyoruz. Asansör değil merdiven kullanın, çünkü merdiven kalp dostudur. Haftada en az 4 gün yarım saat tempolu yürüyüş yapın. Sigara ve aşırı alkolden uzak durun. Her şey serbest, her şeyi yiyebilirsiniz poşetten çıkmadığı ve hazır önünüze gelmediği sürece, ama lütfen kilo almayın. Bu şu anlama gelir: Her şeyi sınırlı, ölçülü bir şekilde tatmaktır. Mağara adamının yeme kültürü örnek alınmalı. Otla beslenir. Hemen hiç et yiyemezdi, vahşi hayvanlardan korunmak için sürekli kaçardı. Sürekli hareket halindeydi. Et yok, egzersiz ve en güvenli yiyecek meyve ve sebze var. Zaten insanın diş yapısı et tüketmek için değil, ot tüketmek için.
Tüm bunları yaparken düzenli sağlık kontrollerini de unutmamamk gerekir. Hastalık ciddi harabiyet vermeden erkenden yakalanıp önlem alınmalı. Bu nedenle de ilk kontrol 16 yaşında yapılmalı ve riskler belirlenerek yaşam tarzı buna göre değiştirilmelidir. 20’li ve 30’lu yıllarda her 5 yılda bir kontrolden geçmek uygun olur. 40’lı yaşlardan itibaren risk durumunuza göre kontrol sıklığı doktorunuz tarafından belirlenecektir.
DAMARLARIMIZ SPORU SEVER
Soru: Kalp hastalarına sağlıklı yaşam tavsiyeleri?
Kalp hastası tanısı konulduktan sonra artık çok sıkı bir yaşam tarzı değişikliğine gidilmedidir. Spor, hayatın vazgeçilmez parçası olmalı, kilo kontrolü yapılmalı, tuzdan kaçınılmalı ve Akdeniz mutfağı tarzı beselnem şekline geçilmelidir. Sigara içiliyorsa kesinlikle bırakılmalı ve risklerinizi kontrol altına almak için tansiyon, şeker ve kolesterol düzeyleriniz yakın takip edilmelidir. Gerektiğinde ilaç tedavisine başlanmalıdır. Unutmayın risklerinizi kontrol ederek kalp hastalığıyla beraber konforlu bir hayat sürebilirsiniz. Düzenli doktor kontrolleri mutlaka yaptırılmalıdır. Hipertansif ve kalp yetmezlği olan hastalar kesinlikle tuzlu gıdalardan kaçınmalı ve fazla kilolarını vermeliler. Kalp damarlarında darlık olan hastalar düzenli spor yapmalıdırlar. Kolesterol kontrolünü yakın takip etmelidirler. Kalp hastalığı demek damarlarınızın sağlıksız olması demektir. Damarlar Akdeniz mutfağını, sporu, düşük kolesterol, tansiyon ve düşük şekeri sever.